Renkler, dünyayı algılama şeklimizi etkileyen ve hayatımıza anlam katan güçlü araçlardır. İngilizce öğrenirken renklerin isimleri ve anlamları da oldukça önemli bir yere sahiptir.

Renklerin İngilizcesi:

Bazı renklerin İngilizcesi aşağıdakiler gibi örneklendirilebilir.

• Kırmızı: Red (red)
• Mavi: Blue (blu:)
• Sarı: Yellow (yelov)
• Yeşil: Green (gri:n)
• Turuncu: Orange (orınc)
• Mor: Purple (pörpl)
• Kahverengi: Brown (braun)
• Siyah: Black (blek)
• Beyaz: White (vayt)

İngilizce'de en çok merak edilen Renkler ve Tonları

• Yeşil renk İngilizcesi "Green" şeklindedir.
• Koyu Yeşil İngilizcesi "Dark Green" şeklindedir.
• Açık Yeşil İngilizcesi "Light Green" şeklindedir.
• Gri İngilizce yazılışı "gray" şeklindedir.
• Açık kahverengi İngilizcesi "light brown" şeklindedir.
• Kahverenginin İngilizcesi nedir derseniz "brown".
• Açık pembe İngilizcesi "Light Pink" şeklendedir.

İngilizce Renklerde Tonlar ve Gölgeler:

İngilizcede temel renklerin yanında, tonlar ve gölgeler de renkleri daha detaylı bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Bunu yaparken "light" (açık), "dark" (koyu), "bright" (parlak), "dim" (soluk) gibi kelimeler kullanılır. İşte bazı örnekler;

• Light blue (açık mavi)
• Dark green (koyu yeşil)
• Bright yellow (parlak sarı)
• Dim purple (soluk mor)

İngilizcede En Yaygın Renk Tonlarını Öğrenelim

Günlük hayatta sıkça kullandığımız, Kırmızımsı, Tuğla Kırmızısı, Mercan Pembe, Gökyüzü Mavisi gibi benzetmeli renk tonları vardır. Bunların bir çoğu aynı zamanda İngilizcede'de karşılık bulan ifadelerdir.

İngilizce kırmızının tonları neler?

Kırmızı rengin tonlarından olan bordo rengin İngilizcesi "Burgundy" şeklindedir. İngilizce'de kırmızı renginin diğer tonlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

• Burgundy: Bordo
• Cherry Red: Kiraz Kırmızısı
• Ruby Red: Yakut Kırmızısı
• Scarlet: Nar Çiçeği Kırmızısı
• Crimson: Kızıl Kırmızı
• Fire Engine Red: İtfaiye Kırmızısı
• Brick Red: Tuğla Kırmızısı

İngilizce mavi rengin tonları neler?

• Baby Blue: Bebek Mavisi
• Sky Blue: Gökyüzü Mavisi
• Navy Blue: Lacivert
• Light Blue: Açık Mavi
• Capri: Derin Gök Mavisi
• Cyan: Camgöbeği
• Turquoise: Turkuaz

İngilizce sarı rengin tonları neler?

• Lemon Yellow: Limon Sarısı
• Chartreuse: Şartröz Rengi
• Gold: Altın Sarısı
• Canary Yellow: Kanarya Sarısı
• Mustard: Hardal Sarısı
• Amber: Kehribar Rengi

İngilizce pembe rengin tonları neler?

• Baby Pink: Bebek Pembesi
• Rose: Gül Pembe
• Coral: Mercan Pembe
• Fuchsia: Fuşya
• Hot Pink: Canlı Pembe
• Bubblegum: Balonlu Sakız Pembe
• Peony: Şakayık Pembe

İngilizce mor rengin tonları neler?

• Lavender: Lavanta
• Lilac: Leylak
• Mauve: Eflatun
• Orchid: Orkide
• Mulberry: Dut Rengi
• Magenta: Fuşya
• Violet: Menekşe Rengi

İngilizce kahverenginin tonları neler?

• Chestnut: Kestane Rengi
• Chocolate: Çikolata Rengi
• Coffee: Kahve Rengi
• Caramel: Karamel Rengi
• Toffee: Karamel Şeker Rengi
• Beaver: Kunduz Rengi
• Walnut: Ceviz Rengi

İngilizce yeşilin tonları neler?

• Emerald: Zümrüt Yeşili
• Lime: Limon Yeşili
• Olive: Zeytin Yeşili
• Mint: Nane Yeşili
• Jade: Yeşim Taşı Rengi
• Forest Green: Orman Yeşili
• Pistachio: Antep Fıstığı Yeşili

İngilizce Renkler ve Tonlar için Örnek Cümleler ve Türkçe Anlamları

Temel Renkler

Red (Kırmızı)

• The stop sign is bright red. (Dur işareti parlak kırmızıdır.)
• She wore a beautiful red dress to the party. (Partiye güzel bir kırmızı elbise giydi.)

Blue (Mavi)

• The sky is clear and blue today. (Gökyüzü bugün açık ve mavi.)
• His eyes are a deep shade of blue. (Gözleri koyu bir mavi tonunda.)

Yellow (Sarı)

• The sun is a bright yellow ball in the sky. (Güneş gökyüzünde parlak sarı bir top.)
• She painted her kitchen walls a cheerful yellow. (Mutfak duvarlarını neşeli bir sarıya boyadı.)

Green (Yeşil)

• The grass is always greener on the other side. (Çimen her zaman komşunun bahçesinde daha yeşildir.)
• He chose a dark green sweater for the winter. (Kış için koyu yeşil bir kazak seçti.)

Orange (Turuncu)

• The orange sunset was breathtaking. (Turuncu gün batımı nefes kesiciydi.)
• Children love eating sweet orange carrots. (Çocuklar tatlı turuncu havuçları yemeyi sever.)

Purple (Mor)

• The field was covered in purple lavender. (Tarla mor lavantalarla kaplıydı.)
• She dyed her hair a vibrant purple color. (Saçını canlı bir mor renge boyadı.)

Brown (Kahverengi)

• The tree trunk is a rich brown color. (Ağaç gövdesi zengin bir kahverengi renkte.)
• He ordered a cup of brown coffee. (Bir fincan kahverengi kahve sipariş etti.)

Black (Siyah)

• The night sky was pitch black. (Gece gökyüzü zifiri karanlıktı.)
• She wore elegant black shoes to the interview. (Görüşmeye şık siyah ayakkabılar giydi.)

White (Beyaz)

• The bride looked stunning in her white gown. (Gelin beyaz elbisesi içinde muhteşem görünüyordu.)
• Fresh snow covered the ground in a white blanket. (Taze kar yeri beyaz bir örtüyle kapladı.)

Renk Tonları

Light Blue (Açık Mavi)

• The light blue water of the tropical beach was inviting. (Tropikal plajın açık mavi suyu davet ediciydi.)
• She painted her baby's room a soothing light blue. (Bebeğinin odasını sakinleştirici bir açık maviye boyadı.)

Dark Green (Koyu Yeşil)

• The dark green forest was mysterious and dense. (Koyu yeşil orman gizemli ve sıktı.)
• He chose dark green curtains for his study. (Çalışma odası için koyu yeşil perdeler seçti.)

Bright Yellow (Parlak Sarı)

• The bright yellow daffodils bloomed in the garden. (Parlak sarı nergisler bahçede açtı.)
• Her bright yellow raincoat stood out on the gloomy day. (Parlak sarı yağmurluğu kasvetli günde göze çarpıyordu.)

Burgundy (Bordo)

• The wine had a deep burgundy color. (Şarap derin bir bordo rengindeydi.)
• He wore a burgundy tie with his black suit. (Siyah takımıyla bordo bir kravat taktı.)

Navy Blue (Lacivert)

• The sailor's uniform was a crisp navy blue. (Denizcinin üniforması keskin bir lacivertti.)
• She bought a pair of stylish navy blue jeans. (Şık bir lacivert kot pantolon satın aldı.)

Lime Green (Limon Yeşili)

• The lime green sports car caught everyone's attention. (Limon yeşili spor araba herkesin dikkatini çekti.)
• The tropical bird had lime green feathers. (Tropikal kuşun limon yeşili tüyleri vardı.)

Coral (Mercan Pembe)

• The coral sunset painted the sky with warm hues. (Mercan pembe gün batımı gökyüzünü sıcak tonlarla boyadı.)
• She applied a coat of coral nail polish. (Bir kat mercan pembe oje sürdü.)

Turquoise (Turkuaz)

• The turquoise waters of the Caribbean were mesmerizing. (Karayip'in turkuaz suları büyüleyiciydi.)
• She accessorized her outfit with a turquoise necklace. (Kıyafetini turkuaz bir kolyeyle tamamladı.)

Lavender (Lavanta)

• The lavender fields stretched as far as the eye could see. (Lavanta tarlaları göz alabildiğine uzanıyordu.)
• She chose a soft lavender color for her bedroom walls. (Yatak odası duvarları için yumuşak bir lavanta rengi seçti.)

Olive Green (Zeytin Yeşili)

• The military uniform was a standard olive green. (Askeri üniforma standart bir zeytin yeşiliydi.)
• The olive green sofa complemented the rustic decor. (Zeytin yeşili kanepe rustik dekoru tamamladı.)

Hislerini Renkler ile İfade Edebilirsin

İngilizcede renkleri sadece nesneleri tanımlamak için değil, duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmek için de kullanabiliriz. İşte İngilizcede duygu ve hisleri renkler ile anlatan bazı örnekler;

• I'm feeling green with envy. (Kıskançlıktan öleceğim.)
• He was scared white. (Korkudan bembeyaz kesildi.)
• The future looks bright. (Gelecek parlak görünüyor.)
• "She was feeling blue after hearing the news." (Haberi duyduktan sonra kendini morali bozuk hissediyordu.)
• "The warmth of her smile brightened up the room." (Gülüşünün sıcaklığı odanın havasını aydınlattı.)
• "I'm feeling a bit grey today." (Bugün biraz gri hissediyorum.)

İngilizceyi günlük hayatımızda kullanırken bize yardımcı olacak birkaç bilgilendirici postu aşağıda bulabilirsiniz

İngilizce Sayılar - Sayıların İngilizcesi

İngilizce Günler ve Türkçe Anlamları

İngilizce Aylar - Ayların İngilizcesi

İngilizcede En Sık Kullanılan Kelimeler