blog

Vocabrain

May 26th, 2024

İngilizce Meyveler ve Okunuşları

Neden İngilizce Meyve İsimlerini Öğrenmeliyiz?

Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız konulardan biri de yiyecek ve içeceklerdir. Bu bağlamda, özellikle market alışverişi yaparken, restoranlarda yemek siparişi verirken veya tarifleri okurken meyve isimlerini bilmek oldukça önemlidir. İngilizce meyve isimlerini öğrenmek, sadece dil bilginizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda pratik hayatınızda da işinizi kolaylaştırır.

Bu blog yazısında, İngilizce meyve isimlerini kolayca öğrenebilmeniz için temel bilgilerden başlayarak, detaylı meyve isimleri listelerine, telaffuz ve yazım ipuçlarına kadar birçok konuyu ele alacağız. Ayrıca, meyve isimlerini kullanarak günlük hayatta karşılaşabileceğiniz durumlar için pratik cümle örnekleri ve diyaloglar da paylaşacağız. Hadi, İngilizce meyve isimlerini öğrenmeye başlayalım ve bu lezzetli dünyanın kapılarını birlikte aralayalım!

İngilizce Meyve İsimleri, Anlamları ve Okunuşları

İngilizce öğrenmeye başlarken, günlük hayatta sıkça kullanılan temel meyve isimlerini bilmek büyük bir avantaj sağlar. İşte en yaygın ve en çok kullanılan bazı temel meyve isimleri:

İngilizce Türkçe Okunuşu
Apple Elma Epıl
Banana Muz Benana
Orange Portakal Orınç
Strawberry Çilek Sıtrovberri
Grape Üzüm Greyp
Peach Şeftali Piğiç
Pear Armut Peır
Cherry Kiraz Çerri
Watermelon Karpuz Votırmelın
Pineapple Ananas Paynepıl
Lemon Limon Lemın
Apricot Kayısı Eyprikıt
Plum Erik Plam
Blueberry Yaban Mersini Bluğberri
Raspberry Ahududu Razberi
Kiwi Kivi Kivi
Mango Mango Mengo
Pomegranate Nar Pamıgrenet
Fig İncir Fig
Melon Kavun Melın

İngilizce Meyveler ile Örnek Cümleler

  • "I would like to buy some fresh apples."
    (Taze elma almak istiyorum.)
  • "Can I have a bunch of bananas, please?"
    (Bir demet muz alabilir miyim lütfen?)
  • "How much are the strawberries per kilo?"
    (Çileklerin kilosu ne kadar?)
  • "Do you have any organic oranges?"
    (Organik portakalınız var mı?)
  • "I'd like a fruit salad with extra pineapples."
    (Ekstra ananaslı bir meyve salatası istiyorum.)
  • "Could you please add some grapes to my order?"
    (Siparişime biraz üzüm ekleyebilir misiniz lütfen?)
  • "Is the watermelon sweet?"
    (Karpuz tatlı mı?)
  • "I love eating cherries in the summer."
    (Yazın kiraz yemeyi çok severim.)
  • "Pineapples are often used in tropical dishes."
    (Ananaslar genellikle tropikal yemeklerde kullanılır.)
  • "Lemons add a tangy flavor to dishes."
    (Limonlar yemeklere ekşi bir tat katar.)

İngilizce Meyveler ile İlgili Diyalog ve Cümle Örnekleri

İngilizce meyve isimlerini öğrenmek, günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz çeşitli durumlarda iletişim kurmanızı kolaylaştırır. İşte market alışverişi ve restoranlarda kullanabileceğiniz bazı diyalog ve cümle örnekleri:

Market Alışverişi: Meyve Alırken Kullanılabilecek İngilizce Cümleler

Diyalog 1: Markette Meyve Satın Almak

Customer (Müşteri): Excuse me, where can I find the apples?
(İngilizce: Affedersiniz, elmalar nerede?)

Shop Assistant (Satış Görevlisi): The apples are in aisle 5, next to the bananas.
(İngilizce: Elmalar 5. reyonda, muzların yanında.)

Customer (Müşteri): How much are the strawberries?
(İngilizce: Çileklerin fiyatı ne kadar?)

Shop Assistant (Satış Görevlisi): They are $3.99 per pound.
(İngilizce: Kilosu 3.99 dolar.)

Customer (Müşteri): Do you have any fresh pineapples?
(İngilizce: Taze ananasınız var mı?)

Shop Assistant (Satış Görevlisi): Yes, we do. They are on sale this week.
(İngilizce: Evet, var. Bu hafta indirimdeler.)

Customer (Müşteri): Can I have a kilo of grapes, please?
(İngilizce: Bir kilo üzüm alabilir miyim lütfen?)

Shop Assistant (Satış Görevlisi): Sure, let me get that for you.
(İngilizce: Tabii, hemen alayım.)


Diyalog 2: Pazarda Meyve Almak

Customer (Müşteri): I'd like to buy some oranges. How much are they?
(İngilizce: Biraz portakal almak istiyorum. Fiyatı ne kadar?)

Vendor (Satıcı): They are $2 per dozen.
(İngilizce: Düzinesi 2 dolar.)

Customer (Müşteri): Can I taste a cherry before buying?
(İngilizce: Satın almadan önce bir kiraz tadabilir miyim?)

Vendor (Satıcı): Of course, here you go.
(İngilizce: Tabii, buyurun.)

Customer (Müşteri): I'll take two watermelons, please.
(İngilizce: İki karpuz alayım lütfen.)

Vendor (Satıcı): That will be $10 in total.
(İngilizce: Toplamda 10 dolar eder.)

Customer (Müşteri): Do you have any lemons?
(İngilizce: Limonunuz var mı?)

Vendor (Satıcı): Yes, we have fresh lemons right here.
(İngilizce: Evet, burada taze limonlarımız var.)

Restoran ve Kafelerde Meyve Siparişi Vermek

Diyalog 1: Kafede Meyve Salatası Siparişi Vermek

Customer (Müşteri): Can I see the menu, please?
(İngilizce: Menüyü görebilir miyim lütfen?)

Waiter (Garson): Here you go. Our special today is a tropical fruit salad.
(İngilizce: Buyurun. Bugünün spesiyali tropikal meyve salatası.)

Customer (Müşteri): What's in the tropical fruit salad?
(İngilizce: Tropikal meyve salatasının içinde ne var?)

Waiter (Garson): It includes mango, pineapple, and papaya, with a honey-lime dressing.
(İngilizce: İçinde mango, ananas ve papaya var, bal-lime sosu ile servis ediliyor.)

Customer (Müşteri): That sounds delicious! I'll have one, please.
(İngilizce: Çok lezzetli görünüyor! Bir tane alayım lütfen.)

Waiter (Garson): Great choice. Anything else?
(İngilizce: Harika seçim. Başka bir şey ister misiniz?)

Customer (Müşteri): No, that's all for now. Thank you.
(İngilizce: Hayır, şimdilik bu kadar. Teşekkürler.)

Waiter (Garson): You're welcome. Your order will be ready shortly.
(İngilizce: Rica ederim. Siparişiniz kısa süre içinde hazır olacak.)


Diyalog 2: Restoranda Meyve Tabağı Siparişi Vermek

Customer (Müşteri): I'd like to order a fruit platter, please.
(İngilizce: Bir meyve tabağı sipariş etmek istiyorum lütfen.)

Waiter (Garson): Sure, our fruit platter includes apples, bananas, grapes, and strawberries. Is that okay?
(İngilizce: Tabii, meyve tabağımızda elma, muz, üzüm ve çilek var. Bu uygun mu?)

Customer (Müşteri): Yes, that sounds perfect. Can you add some cherries as well?
(İngilizce: Evet, bu mükemmel. Biraz da kiraz ekleyebilir misiniz?)

Waiter (Garson): Of course. Anything to drink?
(İngilizce: Tabii. İçmek için bir şey ister misiniz?)

Customer (Müşteri): I'll have a glass of fresh orange juice, please.
(İngilizce: Bir bardak taze portakal suyu alayım lütfen.)

Waiter (Garson): Coming right up.
(İngilizce: Hemen geliyor.)

Customer (Müşteri): Thank you.
(İngilizce: Teşekkürler.)

Waiter (Garson): You're welcome. Enjoy your meal.
(İngilizce: Rica ederim. Afiyet olsun.)


Bu diyalog ve cümle örnekleri, İngilizce meyve isimlerini günlük konuşmalarınızda kullanmanıza yardımcı olacak. Pratik yaparak bu ifadeleri daha rahat ve doğal bir şekilde kullanabilirsiniz.


İngilizce öğrenme sürecini destekleyici içerikler okumak ister misin?
Vocabrain.com

Vocabrain yapay zeka teknolojisinden destek alarak dil öğrenim sürecinizi hızlandırır.

Adres:The Istanbul Residence
Sümer mah. Prof. Dr. Turan Güneş Cd. Zeytinburnu/Istanbul